Kapılarını 2017’de açan Kundura Sahne, kendi özgün üretimlerinin yanı sıra Türkiye ve dünyadan yaratıcı projeleri ve sanatçıları sahnesine misafir ediyor.
Programlarını tasarlarken Kundura Hafıza’daki sözlü tarih anlatılarından da ilhâm alan Kundura Sahne, dönüştürülmüş bir mekân olmanın ve bir fabrikanın hafızasını taşımanın da etkisiyle, mekân ve beden ilişkisini sorgulayan bir arayış sürdürüyor. Belgesel tiyatroyu odağına alan programında, sözlü tarihten ve biyografik drama etkilerinden yola çıkarak üretilen performans ve oyunlara öncelikle yer veriyor.
Performans alanında dans ve belgesel tiyatro odaklı işler programlayan Kundura Sahne, müzik alanında ise, çağdaş müzikten elektroniğe, klasik müzikten caz’a uzanan geniş bir yelpazede farklı müzik deneyimi ve projelerini sahneye taşıyor.
Geleneksel formların normların dışında olmayı seven Kundura Sahne, Stefan Kaegi, Rimini Protokoll, Manuela Infante, Rabih Mroué, Sofia Dias, Vítor Roriz, Silke Huysmans, Hannes Dereere gibi dünya sahnelerinden yaratıcı sanatçı ve gruplarla ortaklıklar da geliştiriyor.