Latin Amerikan tiyatrosunun özgün seslerinden oyun yazarı ve yönetmen Manuela Infante’den insan merkezcilikten uzak ve hümanist olmayan tiyatro üzerine bir ders.
“Taşa Nasıl Dönülür?” adlı oyunuyla #KunduraSahne’nin konuğu olarak İstanbul’a gelecek sanatçının 2019’da Teatro a Mil Festivali kapsamında verdiği masterclass, yalnızca tiyatro meraklıları için değil, felsefe ve psikoloji meraklılarına da kapılar açacak bir sohbet sunuyor.
TAŞA NASIL DÖNÜLÜR? / HOW TO TURN TO STONE?
4 Kasım 2022, Cuma / 21:00
5 Kasım 2022, Cumartesi / 19:00
6 Kasım 2022, Pazar / 17:00
MANUELA INFANTE Şilili tiyatro yönetmeni, oyun yazarı, senarist ve müzisyen. Amsterdam Üniversitesi’nde Kültürel Analiz dalında yüksek lisansını tamamladı. 2002-2016 yılları arasında Teatro de Chile grubuyla birlikte projeler üretti, Şili Sanat Fonları'nın daimi desteğiyle eserler yazdı ve yönetti. 2019 yılında “Estado Vegetal” ve “Realismo” oyunlarıyla Venedik Bienali’ne davet edilen ilk Şilili tiyatrocu oldu.
MASTERCLASS: Manuela Infante
2019, İspanyolca, Türkçe altyazılı, 62’
Yapım: La Copia Feliz Prodüksiyon | Takım: LAB Escénico, Teatro a Mil Vakfı
4-6 Kasım 2022
Masterclass: Manuela Infante
28 Ağustos 2022
Siyah Kuğu: Mükemmel'in Bedeli
Bir Yaz Gecesi Festivali kapsamında da gösterilen Darren Aronofsky filmi “Black Swan / Siyah Kuğu”, merkezinde bir ‘performans’ yer alıyor: Ana karakter Nina, film boyunca ‘mükemmel performans’ın peşinde ve bunun uğruna yapmayacağı bir şey hemen hemen yok. Nina'yı bu kadar motive eden arayışın doğası nedir? Bu motivasyon karakteri mutlak başarıya mı yoksa trajik bir sona doğru mu sürüklemektedir?
Yetilerimizin geliştirilmesi ve hatta mükemmelleştirilmesi Antik Yunan'dan beri kabul gören ilkelerden birisidir. Aristoteles'e göre doğada gereksiz bir şey yoktur, bir varlık bir yetiyle donatılmışsa, onu geliştirmek ve kullanmakla yükümlüdür. Ancak bu mükemmelleştirme hangi noktaya kadar "makul" kabul edilecektir? Özellikle sanatta mükemmellik adına insanın kendisine ve başkalarına zarar vermesi meşrû görülebilir mi? Felsefe tarihine baktığımızda ise bu sorulara iki olası cevap görüyoruz:
1) Gerçek anlamda mükemmel olan akla aykırı veya kendine zarar verici bir nitelikte olamaz. Bu gelenekte sanatın acıdan türeyen (ve belli ölçüde acı veren) bir etkinlik olduğu fikri reddedilir. Sanat formel, ideal ve duygularımızla yakından bağlı olsa da temelde akılsal bir etkinliktir. O yüzden sanatta makul ölçülere, evrensel standartlara, zamanın estetik norm ve ekollerine yakın durmak daha doğrudur. (Anahtar kelimeler: Apollon-Bilgelik-Doğaya Uyumluluk-Sanatta Mimesis yaklaşımı-Kant)
2) Gerçek mükemmele ulaşmak aklın dahi geride bırakılmasıyla mümkündür ve gerçek sanat acıdan türetilir. Acı yaratıcılığı körükler, yaşanan acıları estetik bir deneyime dönüştürdüğümüz takdirde gerçek manada sanatçı olabiliriz. Bu bakış açısına göre akıl, sanatın önüne zaman zaman bir engel olarak çıkar ve sanatın yıkıcı, yeniden yaratıcı, yerinden edici etkilerini sönümlendirir. İnsan aslen akılsal değil, sanatsal bir varlıktır. (Anahtar kelimeler: Dionysos-Romantizm-Estetizm-Nietzsche-Kierkegaard)
Mükemmel'in Bedeli’ adlı FelsefeLab sohbeti, bu iki cevabın birbirleriyle durmadan çatıştığı anlatı yolunu izleyerek ve ’Siyah Kuğu’dan ilhâm alarak, sanat, acı, ölüm, mükemmeliyet, beden, akıl ve cinsiyet üzerine düşünmeye davet ediyor. - Dr. Umut Eldem
6 Nisan 2021
Metafizik: Güç Bizimle Mi?
Metafizik: Güç Bizimle mi?
Bu konuşmada Star Wars evreninde hem Jedi hem de İmparatorluk şövalyeleri tarafından kullanılan ve evrenin tamamına dağılmış olduğu belirtilen Güç’ün metafizik ve toplumsal bağını Hegel felsefesi ışığında değerlendiriyoruz. Hegel'in Tin/toplumsal bilinç üzerine geliştirdiği düşüncelerin ışığında Güç’ün iyi ve kötü yanının bir arada bulunması, Güç’ü kullanmak için gerekli olan eğitim, erdem ve toplumsallık, Güç’ün bireysel iradenin bir uzantısı olması, toplumların yaşayış biçimi, inanç ve değerlerinin metafizik anlayışa etkisi gibi konularla hem Star Wars evrenine hem de kendi felsefî varsayımlarımıza dair bir tartışma yürütmeyi hedefliyoruz.
Anahtar Kelimeler: Güç, irade, nedensellik, diyalektik, zamanın ruhu
Düşünürler: Hegel, Stephen Houlgate, James Lawler, Jan-Erik Jones
20 Nisan 2021
Siyaset: Karşı Mı Ayna Mı?
Siyaset: Karşı mı ayna mı? İmparatorluk ve İsyancılar
Siyaset: Karşı mı ayna mı? İmparatorluk ve İsyancılar Hemen hemen bütün Star Wars filmlerinin merkezinde, İmparatorluk otoritesi ve ona karşı ayaklanan İsyan hareketinin mücadelesini görüyoruz. İmparatorluk’un vurgusu birlik, itaat, uyum ve hiyerarşi olurken, İsyancılar eşitlik, özgürlük, dayanışma ve katılımı önemsiyorlar. Ancak bu resim ilk bakışta biraz yanıltıcı olabilir mi? İmparatorluk’un içerisinde bir Cumhuriyetçilik, ve İsyancılar’ın içerisinde İmparatorluk’a benzer iktidar hırsları bulunuyorsa, bu mücadelenin gerçekten zıt görüşler arasında olduğunu söylemek mümkün müdür? Bu konuşmada Platon, Kant ve yine Hegel'den faydalanarak Star Wars evrenindeki siyasi çatışmaların doğasını anlamaya çalışacağız. Elbette bunu yaparken dünya tarihindeki benzer mücadelelere de değinmek gerekecek.
Anahtar Kelimeler: Cumhuriyetçilik, İmparatorluk, isyan, terörizm, adil düzen, hiyerarşi, eşitlik
Düşünürler: Hegel, Kevin Decker, Brian Cameron, Joseph Long, Greg Littman, Adam Barkman
4 Mayıs 2021
Etik: İyi Bir Jedi Nasıl Yaşar?
Etik: İyi bir Jedi Nasıl Yaşar?
Star Wars evreninde bir çok farklı etik yaklaşımı bir arada bulmak mümkün. Jedi düzeni ve Stoacılık, İman Şövalyeleri olarak Luke ve Anakin, sadakat ve ihanet, baba ve oğulun mücadelesi, ölüm-kalım raddesindeki ahlaki ikilemler hemen her Star Wars filminde karşımıza çıkan temalardan yalnızca birkaçı. Bu konuşma, bu temaları birbirine yaklaştıracak olan bir “İyilik” anlayışının Star Wars evreninde nasıl işlendiğini sorgulamaya çalışıyor ve son yıllarda etik literatüründeki popüler yaklaşımların (kuralcılık, sonuççuluk ve erdem etiğinin) bu kurgu aracılığıyla nasıl bir araya getirilebileceğini görmeye çalışıyor.
Anahtar Kelimeler: Stoacılık, Deontoloji, Erdem etiği, kendini gerçekleştirme, ahlaki ikilemler
Düşünürler: Kant, Stoa Okulu, Daniel Malloy, Judith Barad, William Stevens, Matt Hummel, William Lindenmuth
28 Ocak 2021
İnsan Bir Yapay Zeka Mıdır?
İnsan Yapay Zekâ Mıdır?
Yapay zeka çalışmaları sayesinde aslında insan zekasına dair de yeni bakış açıları geliştiriyoruz. Davranışçılık, evrimsel psikoloji, nörobilim, genetik gibi alanlardaki bulguların ışığında pek çok düşünür, insanın da "programlanan" bir şey olduğunu öne sürmeye başladı. Bu gelişmelerin ışığında insana özgü olduğuna inandığımız pek çok unsuru yeniden sorgulamamız gerekecek gibi görünüyor: özgür irade, bellek, aşk, estetik, dil... Beykoz Kundura’da çevrim içi gösterimi süren “Uncanny Valley / Tekinsiz Vadi” adlı oyundan yola çıkan konuşma, Hubert Dreyfus, Jacques Derrida, Benjamin Libet gibi düşünürlerin izinden giderek teknoloji felsefesi, davranışçılık, özgür irade, felsefi antropoloji gibi kavramları tartışmaya açıyor.
Anahtar kelimeler: Tekinsiz Vadi, Teknoloji Felsefesi, Davranışçılık, Özgür İrade, Felsefî Antropoloji (Uncanny Valley, Philosophy of Technology , Behaviorism, Free will, Philosophical Anthropology)
Düşünürler: Hubert Dreyfus, Jacques Derrida, Benjamin Libet
11 Şubat 2021
Yapay Zeka Hakları
Yapay zekanın hayatımıza gitgide daha karmaşık biçimlerde entegre olmaya başlamasıyla yeni etik alan ortaya çıkmaya başladı. İnsanlarla yapay zekaya sahip robotların bir arada yaşamaya başlayacağı bir gelecek çok yakınımızda ise, üzerinde düşünmemiz gereken hukukî, siyasi ve ahlakî pek çok mesele var demektir. Bu konuşmada bu alana dair bazı soruları irdeleyeceğiz: Yapay zekaya sahip varlıklar, haklara ve sorumluluklara sahip bir birey sayılabilir mi? Sayılabilmeleri için hangi bilişsel ve/veya duygusal niteliklere sahip olmalıdırlar? Bu soruları cevaplamadan yapay zeka araştırmalarını sürdürmek ahlaken makul müdür?
Anahtar kelimeler Robot Hakları, Otonom Araçlar, Yapay Zeka Etiği, Ahlakî Bireysellik (Robot rights, Autonomous Vehicles, Ethics of AI, Moral Agency)
Düşünürler: Peter Singer, Colin Allen, Gary Varner, David Gunkel, Emmanuel Levinas
22 Şubat 2021
Geleceğin Sentetik Dünyası
Tarihi anlama biçimimiz genellikle teknolojik atılımlar üzerinden gerçekleşir. İnsanın alet kullanmaya başlaması, tarım tekniklerinin geliştirilmesi, pusula, barut, matbaa, buhar motoru, elektrik, atom enerjisi, internet, her biri adeta bir çağı kapatıp yeni bir çağı açan gelişmeler olarak düşünülür. Dünya bu teknolojik atılımlardan sonra bir daha eskisi gibi olmamıştır. Yapay zekanın da tarihsel yolculuğumuzda bir "sıçrama" olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Yapay zeka çalışmaları bizi nasıl bir geleceğe götürüyor? Teknolojik imkanların son raddesine kadar kullanımı iklim krizi, ekonomik eşitsizlik, şiddet, kaynak paylaşımı gibi kronik problemlerimizi çözebilir mi, yoksa çözülmesi mümkün dahi olmayan yeni problemler mi yaratır? Tekillik adı verilen durumun gerçekleşmesi insanlığın sonu anlamına mı geliyor? Bu konuşma, yapay zekanın geleceğine dair çeşitli felsefi ve bilimsel iddiaları ele alıyor.
Anahtar kelimeler: Tekillik, Transhümanizm, Bilinç, Distopya, Gelecekçilik (Singularity, Transhumanism, Consciousness, Dystopia, Futurism)
Düşünürler: Mark Coeckelbergh, Vincent Müller, Luciano Floridi
29 Mayıs 2021
KunduraLAB: PerformLab 1
Kundura Sahne'nin Ayşe Draz ve Pelin Başaran ile beraber tasarladığı PerformLab, performans alanında disiplinlerarası ve uluslararası konsept ve pratik geliştirme programıdır. PerformLab, farklı disiplinlerden gelen ve disiplinlerarası çalışmalara ilgi duyan sanatçılara yeni perspektifler sunmayı amaçlıyor. Programın ilk atölyesi Hollanda’dan yeni kuşak sanatçılara yönelik araştırma ve geliştirme kurumu Productiehuis Theater Rotterdam ortaklığında ve Dutch Performing Arts’ın desteğiyle düzenleniyor. Türkiye’den ve Hollanda’dan sanatçıları bir araya getirerek olası işbirliklerinin ve iki ülke arasında sürdürülebilir bir sanatsal diyaloğun da ilk tohumlarını atmayı hedefliyor.
29 Mayıs - 6 Haziran 2021 tarihlerinde ilki Beykoz Kundura’nın ev sahipliğinde İstanbul’da gerçeklen ve 7 gün süren atölyeye, Hollanda’dan Cherish Menzo, Benjamin Kahn, Khadija El Kharraz Alami, Samara Hersch, Türkiye’den ise açık çağrı* ile seçilen 9 sanatçı katılım gösterdi. Sanatçılar bir araya gelerek sanatsal pratiklerini ve araştırma süreçlerini birbirleriyle paylaşacak, yöntem ve fikirlerini geliştirmekte birbirlerine destek oldular.
Bir hafta boyunca Hollanda’dan misafir sanatçıların performans alanındaki özgün çalışma yöntemleriyle etkileşime giren katılımcılar, Türkiye’den sanatçı İlyas Odman’ın Sanat Fermantoru olarak eşlik ettiği atölyede kendi turşularını kurarak sanatsal süreçlerini fermantasyon kavramı üzerinden yorumladılar.
*Açık çağrı Türkiye’den performans alanında işler üretmeye ilgi duyan ve bu alanda deneyimi olan sanatçılara açıktır.
Beykoz Kundura KunduraLAB: PerformLab
Sanat Yönetimi / Proje Tasarımı: Ayşe Draz, S.Buse Yıldırım, Melih Gençboyacı, Pelin Başaran Proje Koordinasyonu Ayşe Draz Proje Ortakları Productiehuis Theater Rotterdam, Kundura Sahne Proje Destekçisi Dutch Performing Arts, Beykoz Kundura Son başvuru tarihi: 5 Mart 2021 Sonuçların açıklanması: 22 Mart 2021 Atölye: 29 Mayıs – 6 Haziran 2021JÜRİ
Pelin Başaran / Performans Sanatları Küratörü ve Yapımcısı
Manchester'da Contact Tiyatrosu’nun sanatsal programının yürütücülüğünü yapıyor. Orta Doğu Teknik Üniversitesi Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi Bölümü’nden mezun olduktan sonra, yüksek lisans eğitimini Boğaziçi Üniversitesi Atatürk Enstitüsü’nde tamamladı. garajistanbul çağdaş performans mekanının kurucu ekibinde yer aldı ve uluslararası projeler yöneticisi olarak çalıştı. Performans sanatları alanında sanatsal gelişime katkıda bulunmayı amaçlayan kâr amacı gütmeyen PARC bünyesinde kurucu ve direktör olarak faaliyetlerini yürüttü. Siyah Bant-Sanatta İfade Özgürlüğü girişimini başlattı ve hala araştırmacı ve eş-direktör olarak çalışmalarını sürdürüyor.Ayşe Draz / Sanatçı
Araştırmalarını ve sanatsal üretimlerini performans alanında sürdürüyor. Northwestern Üniversitesi’nde Tiyatro, Uluslararası İncelemeler ve Karşılaştırmalı Edebiyat bölümlerinde lisans eğitimini, Bard College-Berlin’de bir yıl geçirdikten sonra Middlesex Üniversitesi Sahne ve Gösteri Sanatları Bölümü’nde yüksek lisansını tamamladı. Studio Oyuncuları ile birçok projede reji asistanı, oyuncu ve eğitmen olarak çalıştı. Ayşe Orhon (Hava/2010) ve Gizem Bilgen (Hiatus/2014) ile dramaturg, ayrıca Semih Fırıncıoğlu (İKİ/2017) ile oyuncu ve yönetmen yardımcısı olarak çalıştı. Hollanda’dan Anne-Marije Van Den Bersselaar ile İstanbul'da Dramaturji Lab 1.0'ı tasarladılar ve yürüttüler (Aksanat/2017). Alman sanatçı Marlin de Haan ile performatif enstalasyon “Once I set foot Outside”ı (2018) ve “panorama radio” (2019) adlı performansı tasarladı ve yönetti. 2006 yılından beri :mentalKLINIK ile araştırma, üretim gibi farklı süreçlerde işbirlikleri gerçekleştiriyor. 2018 yılında Hakan Emre Ünal ve Nezaket Erden ile birlikte Tiyatro Hemhâl’i kurdu. Tiyatro Eleştirmenler Birliği üyesidir ve Art Unlimited dergisinin gösteri sanatları editörlüğünü yapmaktadır.Melih Gençboyacı / Sanatçı, Küratör, Hatha Yoga Öğretmeni
Sanatçı, küratör ve Hatha Yoga öğretmenidir. Bursa Uludağ Üniversitesi İktisat Bölümünde okurken Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, Oyunculuk Anasanat dalına geçiş yaptı. Mezuniyetinden sonra Hollanda’da özel bir bursla Amsterdamse Hogeschool voor de Kunsten Mime Bölümü’ne katıldı. Buradan mezun olduktan sonra, Schwalbe ve Copycats gibi kolektiflerin bir parçası olarak çalışmalarına devam etti. 2017 yılında Gösteri Sanatları alanında çalışmalarına ara verip Hatha Yoga öğretmeni oldu. Daha sonra Amsterdam'daki “Das Theatre - Extended Curation” programından Yüksek Lisans derecesini aldı. Bir küratör olarak, politik bir yeniden tanımlamaya aracı olabilecek yeni ritüeller yaratarak, protesto biçimlerini araştırmaya devam etti. Buna bağlı olarak “The Embassy Series”i kurdu. Uluslararasılaşma alanında Performing Arts Fund NL'de ve Lahey Belediyesi Kültür projelerinde sanat danışmanı olarak görev aldı. Kendi küratörlük pratiğini devam ettirmenin yanı sıra, son iki yıldır Theater Rotterdam’ın, yeni kuşak sanatçıların gelişimini destekleyen araştırma ve geliştirme kurumu olan Productiehuis Theater Rotterdam'in Sanatsal Koordinatörlüğünü yapmaktadır.S.Buse Yıldırım / Beykoz Kundura Kültür-Sanat Direktörü
İstanbul’da yaşayan genç bir kültür girişimcisi ve sinema sanatçısı. Yaratıcı sektöre ve farklı kültürlere duyduğu ilgiyle, ilk olarak Brighton’da sanat ve tasarım alanında ön lisans eğitimi aldı. Güncel sanatı keşfettikçe kurama yöneldi ve Goldsmiths Londra Üniversitesi’nin Görsel Kültür bölümünde, Kuramsal Sanat Tarihi alanında lisans eğitimini tamamlayarak çeşitli sergileme projelerinde çalıştı. Film ve video üzerine yoğunlaşma isteği onu Paris’e götürdü; Paris ESEC Sinema Okulu’nda belgesel yönetmenliği alanında ikinci lisans eğitimi tamamladı. 2012 senesinden itibaren birebir hayallerini kurduğu Beykoz Kundura’nın kültür sanat kimliğini kurguluyor. Beykoz Kundura’nın sözlü tarih ve arşiv projesi Kundura Hafıza girişimini hayata geçiren Yıldırım, Kundura Sahne ve Sinema’nın kültür sanat yöneticiliğini ve küratörlüğünü yapıyor. Yine bu dönemlerde kurduğu yapım evi Lita kapsamında çeşitli görsel-işitsel projeler tasarlarken, etnografik pratikler üzerinden kendi film/video projelerini gerçekleştiriyor. Berlin Freie Universität’te Görsel ve Medya Antropolojisi alanında yüksek lisans eğitimini 2019 senesinde tamamladı.
22–27 Nisan 2024
DocLab 2
22–27 Nisan 2024
Danışmanlar: Aljoscha Begrich, Bruni Burres
Mentörler: Bruni Burres, Aljoscha Begrich, Gurur Ertem, Dilek Aydın, Yelta Köm, Buse Yıldırım, Nino Kirtadze, Rabih Mroué
Katılımcılar: İdil Akkuş, Deniz Yüksel Abalıoğlu, Mahshid Afzali, Sonja Djekic, Javad Ebrahiminejad, Hesam Eslami, Imam Djabirowich Hasanov, Didem Kris, Berkay Tunalı
8–14 Mayıs 2023
DocLab 1
8–14 Mayıs 2023
Danışmanlar: Aljoscha Begrich, Bruni Burres
Mentörler: Dilek Aydın, Hannes Dereere, Gurur Ertem, Silke Huysmans, Nino Kirtadze, Yelta Köm, Miguel Ribeiro, S. Buse Yıldırım
Katılımcılar: Nazila Ahmadi, Tuğba Baykal, Can Eskinazi, Niam Itani, Bat-Dor Ojalvo, Rıza Efe Reis, Sahand Sarhaddi, David Schwartz, Zinnure Türe