Sahne

Yarın Belki de çağdaş tiyatro sahnesinin önemli topluluklarından biri olan ve ortaklaşa üretim (devising) yönteminin öncülerinden kabul edilen Forced Entertainment’ın Tomorrow’s Parties adlı oyununun bugüne ve bugünün Türkiye’sine uyarlaması. Renkli panayır ışıklarıyla çerçevelenmiş sade bir sahnede âşık atışması gibi söz yarıştıran iki kişi, geleceğe yönelik olasılıklar üzerine düşünce sektirirken içinde bulunduğumuz döneme eleştirel, ironik ve gülümseten bir bakış açısı getiriyorlar.
 
Yarın Belki de geleceğin neler getirebileceğine dair bugünün umut ve korkularını açığa çıkaran
spekülasyonlardan ütopik ve distopik fallara, bilim kurgu senaryolarına, politik kâbuslara ve absürt
fantezilere doğru ilerleyen oyuncuların rehberliğinde seyirciyi meraklandırıyor, güldürüyor,
heyecanlandırıyor, düşündürüyor… Oyun mümkün ve imkânsız gelecek ihtimallerine eğlenceli, dokunaklı ve zaman zaman çılgın bir bakış sunuyor.
 
Yaş sınırı: +14
Süre: “Bir saatten biraz fazla…”
 
KÜNYE:
 
Yönetmen: Ayşe Draz
Dramaturg: Özlem Hemiş
Çeviri: Semih Fırıncıoğlu
Uyarlama: Ayse Draz, Aslı İçözü, Şerif Erol, Özlem Hemiş, Bora Aksu
Yardımcı Yönetmen: Bora Aksu
Yönetmen Yardımcısı: Berfin Tolmaç
Oyuncular: Aslı İçözü, Şerif Erol
 
Işık Operatörü: Umut Rışvanlı, Hüseyin Ege Kök
Ses&Efekt Operatörü: Ayça Özkan
 
Yapım Koordinatörü: İzel Şenal
Yapım: Beykoz Kundura, Lita House of Production, Forced Entertainment
 
 
TOMORROW’S PARTIES, BELLUARD BOLLWERK INTERNATIONAL FRIBOURG TARAFINDAN HAZIRLANAN BİR FORCED ENTERTAINMENT PRODÜKSİYONUDUR. BİT TEATERGARASJEN BERGEN, INTERNATIONAL SOMMERFESTIVAL HAMBURG, KAAITHEATER BRUSSELS, KÜNSTLERHAUS MOUSONTURM FRANKFURT, THEATERHAUS GESSNERALLEE ZURICH ORTAK YAPIMIDIR. STANLEY THOMAS JOHNSON VAKFI VE SHEFFIELD KENT KONSEYİNİN DESTEĞİYLE.  

Yarın Belki de çağdaş tiyatro sahnesinin önemli topluluklarından biri olan ve ortaklaşa üretim (devising) yönteminin öncülerinden kabul edilen Forced Entertainment’ın Tomorrow’s Parties adlı oyununun bugüne ve bugünün Türkiye’sine uyarlaması. Renkli panayır ışıklarıyla çerçevelenmiş sade bir sahnede âşık atışması gibi söz yarıştıran iki kişi, geleceğe yönelik olasılıklar üzerine düşünce sektirirken içinde bulunduğumuz döneme eleştirel, ironik ve gülümseten bir bakış açısı getiriyorlar.

Beykoz Kundura, özellikle Cumhuriyet tarihinde sanayileşmenin ve yerli üretimin en önemli simgesine dönüşmüş Sümerbank Deri ve Kundura Sanayi Müessesesi’nin hatırasından ilham alarak tasarladığı yeni kimliğinde Sümerbank Müessesesi’nin yarattığı toplumsal değerlere sahip çıkarak yaratıcı endüstriye hizmet veriyor, yeniden işlevsellik kazandırmaya ve üretmeye devam ediyor. “Yerli malı yurdun malı, herkes onu kullanmalı” şiarıyla yetişen nesiller olarak bizler bugün kültür sanat alanına ev sahipliği yaptığımız mekânlarda, Beykoz Kundura’da Türkiye’nin üretim kültürüne dair “hafıza”mızı kültür sanat perspektifinden tazeliyoruz.

Bu haftaya özel geçtiğimiz yıllarda, yerelin yaratıcı alandaki pratiklerine odaklı çeşitli temalarda paneller ve programlar tasarlamıştık. Yerli caz müziğinden yerli çağdaş dansa uzanan ve gün boyunca devam eden etkinliklerin ardından bu yıl daha kapsamlı ve katılımcıları etkinleştiren içeriklerle buluşuyoruz.

Beykoz Kundura yerli kaynaklarımızı hatırlamaya, özümsemeye davet etmeye devam ediyor. 12–15 Aralık 2024 tarihlerinde gerçekleşecek program; Beykoz Kundura yapımlarını bir kez daha izleyiciyle buluşturuyor. Yerli müzik programıyla beraber, tüm haftasonu boyunca üretim odaklı tasarlanan programda, farklı alanlardan atölye programlarına katılarak yaratıcı üretim becerilerimizi geliştirmemize destek sağlıyor. Yaratıcı yazarlıktan deri ve kumaş atölyelerine, toplumsal hafızamızı güçlendiren aktivitelerden sürdürülebilir gastronomi kültürüne olan ilgimizi pekiştirmeye alan açıyor.

“Yerli malı yurdun malı, herkes onu kullanmalı” duygusunu hep beraber hatırlıyor, üretim kültürüne dair toplumsal hafızamızı tazelerken bugünün üretim anlayışına, ihtiyaçlarına yönelik beraber düşünüyor ve paylaşımda bulunuyoruz. Yerli üretimin kıymetini belki de en derinden kavradığımız zamanlardan geçerken Yerli Malı Haftası programımızın geleceğe umut vermesini diliyoruz.

Kundura Hafıza Arşiv ve Araştırma’da 26 Ekim 2024 Cumartesi günü gerçekleştireceğimiz “Hafıza Konuşmaları III” adlı panel serimizde, Endüstri Mirası ve Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Kağıt Endüstrisi başlıklı konuları iki farklı oturumda Dr. Gülsün Tanyeli, Dr. Mehmet Saner, Ekin Sarıca, Prof Dr. Burak Asıliskender, Dr.Hakan Koçak, Prof Dr. Nedret Kuran, Dr. Mehmet Sarıoğlu ve Salim Saraç ile konuşuyor olacağız.