22 Şubat 2025, Cumartesi günü gerçekleştirilecek eğitim programı, toplumların ve dünyanın ortak kimliğini oluşturan yerel, geleneksel ve milli değerlerinin korunması, sürdürülmesi ve gelecek kuşaklara aktarılması için Kültürel Miras konusunda bir farkındalık ve bilinç yaratmayı hedefler. Bu farkındalığı ve bilinci yaratmak için, öğrencilere eğitim vermenin veya müfredata bir seçmeli ders eklemenin ötesinde, öğrencilerle devamlı temas halinde bulunan öğretmenlere Kültürel Miras eğitimi verilmesi ve öğretmenlerin müfredat dersleri içerisinde Kültürel Miras konusunda bir bilinç yaratması hedeflenmektedir.
Bu eğitim programı vasıtasıyla, Türkçe, Tarih, Sosyal Bilgiler, Görsel Sanatlar, Müzik gibi temel müfredat dersleri içerisinde Kültürel Miras konusunun işlenmesi hedeflenmektedir. Söz konusu derslerin içeriklerine Kültürel Miras kolaylıkla entegre edilebilecek ve kültür varlıklarının anlaşılması, benimsenmesi noktasında söz konusu derslerde uyarlamalar yapılabilecektir. Bu uyarlamaların nasıl yapılabileceği ve öğrencilere somut veya soyut Kültürel Mirasların benimsetilmesinin, bu mirasların korunması ve sürdürülebilmesi için bireysel faaliyetlere öğrencilerin teşvik edilmesinin nasıl sağlanabileceğinin yöntemleri eğitimde tartışılacaktır. Öğretmenlerin müfredat derslerinde öğrencilere Kültürel Mirasa dair nasıl uygulamalar yaptırabilecekleri, okul gezilerinde bir bilinç yaratabilmek için nelere dikkat edebilecekleri konularında yöntemler gösterilecektir.
Ücretsiz düzenlenen eğitimi tamamlayan öğretmenlere “Katılım Belgesi” verilecektir. Gün boyu sürecek eğitim sırasında, çocuklarınızı da Hafıza Atölye’de düzenlenecek ücretsiz Çocuk Atölyelerine bırakabilirsiniz.
Beykoz Kundura, Türkiye’nin önde gelen ayakkabı üreticilerinden biriydi. Özellikle deri ayakkabı üretiminde uzmanlaşmış bir markaydı.
Bu ayakkabıların satışı için tasarlanan afişler oldukça dikkat çekicidir. Bu atölyede önce eski reklam afişlerini inceleyip marka kültürü ve geçmişi hakkında sohbet edeceğiz.
Sonrasında farklı kolaj kağıtları, bellekten fotoğraflar ve renkli
Kağıt ve kalemler kullanarak ayakkabılar için el yapımı reklam afişleri tasarlayacağız.
Yılanlar ve Merdivenler hayatın yolculuğunu ve şansını simgeleyen bir oyundur.
Zar atarak ilerlediğimiz bu oyunda, bazen yükselebilirken bazen de geriye düşeriz, bu da yolculuğun kendisinden keyif almayı öğretir.
Bu geleneksel oyunu Beykoz Kundura’nın hikayesiyle uyarlıyoruz. Merdivenlerden tırmanan ayakkabılar ve yolculuk kartları tasarlayarak,
Beykoz Kundura’nın tarihini ve belleğini oynayarak ve tasarlayarak öğreneceğiz.
Tasarladığımız bu yeni oyunu en sonunda birlikte oynayarak deneyimleyeceğiz.
Geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen Toyi oyun kitini kullanarak çocuklar ayakkabılarını kisileştirecekler!
İleri dönüşüm kavramını eğlenceli bir şekilde öğrenecek, ayakkabıları ile bağ kurarak onları yaratıcı ve keyifli hale getirecekler.
Aynı zamanda Toyi’nin ilham verici hikayesini dinleyip, geri dönüşüm gücünü keşfedecekler.
Beykoz Kundura, özellikle Cumhuriyet tarihinde sanayileşmenin ve yerli üretimin en önemli simgesine dönüşmüş Sümerbank Deri ve Kundura Sanayi Müessesesi’nin hatırasından ilham alarak tasarladığı yeni kimliğinde Sümerbank Müessesesi’nin yarattığı toplumsal değerlere sahip çıkarak yaratıcı endüstriye hizmet veriyor, yeniden işlevsellik kazandırmaya ve üretmeye devam ediyor. “Yerli malı yurdun malı, herkes onu kullanmalı” şiarıyla yetişen nesiller olarak bizler bugün kültür sanat alanına ev sahipliği yaptığımız mekânlarda, Beykoz Kundura’da Türkiye’nin üretim kültürüne dair “hafıza”mızı kültür sanat perspektifinden tazeliyoruz.
Bu haftaya özel geçtiğimiz yıllarda, yerelin yaratıcı alandaki pratiklerine odaklı çeşitli temalarda paneller ve programlar tasarlamıştık. Yerli caz müziğinden yerli çağdaş dansa uzanan ve gün boyunca devam eden etkinliklerin ardından bu yıl daha kapsamlı ve katılımcıları etkinleştiren içeriklerle buluşuyoruz.
Beykoz Kundura yerli kaynaklarımızı hatırlamaya, özümsemeye davet etmeye devam ediyor. 12–15 Aralık 2024 tarihlerinde gerçekleşecek program; Beykoz Kundura yapımlarını bir kez daha izleyiciyle buluşturuyor. Yerli müzik programıyla beraber, tüm haftasonu boyunca üretim odaklı tasarlanan programda, farklı alanlardan atölye programlarına katılarak yaratıcı üretim becerilerimizi geliştirmemize destek sağlıyor. Yaratıcı yazarlıktan deri ve kumaş atölyelerine, toplumsal hafızamızı güçlendiren aktivitelerden sürdürülebilir gastronomi kültürüne olan ilgimizi pekiştirmeye alan açıyor.
“Yerli malı yurdun malı, herkes onu kullanmalı” duygusunu hep beraber hatırlıyor, üretim kültürüne dair toplumsal hafızamızı tazelerken bugünün üretim anlayışına, ihtiyaçlarına yönelik beraber düşünüyor ve paylaşımda bulunuyoruz. Yerli üretimin kıymetini belki de en derinden kavradığımız zamanlardan geçerken Yerli Malı Haftası programımızın geleceğe umut vermesini diliyoruz.